Bir başkentin oluşumu

Güncelleme Tarihi:

Bir başkentin oluşumu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2015 14:26

Ankara’nın çehresini değiştirecek kararlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. ‘Afet riskli alan’ ilan edilen Saraçoğlu Mahallesi, ‘Central Park’ yapılması planlanan 19 Mayıs Stadı alanı, yüzlerce ağacın kesilmesinin önünü açan Şap Enstitüsü’nün de bulunduğu alandaki imar değişikliği ve boş arazilerin kentsel dönüşüme girmesi bunlardan sadece bir kaçı...

Haberin Devamı

Ankara’nın peyzajı ve yapılaşmalara ilişkin haberler her an yerel gündemi meşgul ederken, kentin mimari kültürünün oluşturulmasındaki sancılı süreçleri anlatan, anlatmakla kalmayıp bugüne ulaşan yapıları fotoğraf sanatçısının vizörüyle belgeleyen bir kitaptan söz etmenin tam sırası diye düşünüyorum. Bu önemli çalışmaya geçmeden önce Ankara’nın vücut bütünlüğüne yönelik tehditler olarak algılanan yapılaşmalardan ya da yapamayışlardan bir kaçını sıralayalım.
İlki, Danıştay’ın alınan kararı iptal etmesiyle gündeme gelen ve son birkaç yıldır göz hizasındaki görünürlüğünü koruyan Saraçoğlu Mahallesi’dir. Gözden kaçıranlar için anımsatalım: Cumhuriyet’in ilk toplu konut alanı olan Saraçoğlu; lojmanları, kütüphanesi, okulu ve dev çınar ağaçlarıyla kentsel SİT kapsamındadır. Bu mahalle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın isteğiyle Bakanlar Kurulu tarafından ‘afet riskli alan’ ilan edilmiş, bu karara dayanarak yapılacak imar değişikliği ile alanın satılacağı, AVM ya da ticaret merkezi haline getirileceği endişeleri doğmuştur.
İkincisi, AKM’nin bir bölümü, Gençlik Parkı ve 19 Mayıs Stadyumu’nun bulunduğu alanı spor, eğlence ve yaşam merkezi haline dönüştürecek, tanıtımı üç boyutlu olarak yapılan ‘Central Park’ projesine gelen tepkilerdir. Yüksek katlı yapılarla çevrelenmiş yapay göletin etrafında “Ekonomiye can verir” düşüncesiyle konut, iş merkezi, kafe, restoran ile kültür ve sanat merkezlerinin inşası gündeme gelmiştir.
Üçüncüsü ise, yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kararıyla Ankara’daki Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait tarihi Şap Enstitüsü’nün de bulunduğu alanda, imar değişikliğine gidilerek yüzlerce ağacın kesilmesinin önünün açılacağı yönündeki haberlerdir. Uzak bir geçmişi olmayan Çayyolu semtinde, Ankaralılar Caddesi üzerindeki sağlı sollu boş arazinin kentsel dönüşüme girmesini saymıyorum bile!

KENTİN YAŞAM ÖYKÜSÜ

Haberin Devamı

İşte, Ankara’nın çehresini değiştirecek, gül cemalini solduracak kararlara ilişkin haberler bir biri ardına kentlinin gündemini meşgul ede dursun; TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Goethe Enstitüsü Ankara’nın işbirliği ile yayına hazırlanan “Bir Başkentin Oluşumu” kitabından söz etmenin veya kitabın kapağını bir kez daha açmanın tam da zamanıdır, -evet!
Kitap, TMMOB Mimarlar Odası’nın 2002’den bu yana sürdürdüğü ‘Bina Kimlikleri ve Envanter Projesi’ kapsamında Ankara’da yer alan, çeşitli dönemlere tanıklık etmiş bina ve yapıların yaşatılması, topluma ve gelecek kuşaklara kazandırılması, koruma bilincinin oluşturulması amacıyla belgeleme çalışmalarından oluşmaktadır. Kentin mimarlık tarihi içindeki yeri ve önemi açısından Goethe Enstitüsü ile ortaklaşa gerçekleştirilen bu proje bir başvuru kaynağı niteliği taşımaktadır. 2011’de ilki büyük ilgi görmesi üzerine 2012’de yenilenmiş ikinci baskısıyla Ankaralı okurlarla buluşturulan kitabın bilimsel danışmanları Prof. Dr. Ali Cengizkan ve Prof. Dr. Burcu Doğramacı’dır.
Doç. Çetin Ergand’ın Ekim 2009 - Mart 2010 arasında görüntülediği yapı ve binalar, Avrupalı mimarların çalışmalarının kayıt altına alınması ve kent hafızasının canlı kalması bakımından çok kıymetlidir. Önsözünden son söze değin kitaba katkıda bulunan isimlerin (Prof. Dr. Oya Atalay Franck, Prof. Dr. İlhan tekeli, Prof. Dr. Klaus Kreiser) makaleleri ve son bölümde yer verilen geniş kaynakça, yalnızca meslek odalarının ve mimarlık öğrencilerinin değil eminim her yaştan kentlinin ilgisini çekmiştir ve de çekecektir.
Ankara bugünkü haline 13 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edilmesiyle başlayan süreçle kavuşmuştur. Cumhuriyetle birlikte yeniden yapılandırılan kent için Batılı mimarların desteği alınmış, aynı zamanda yeniliğin ve modernliğin simgesi haline dönüştürülmüştür. Cumhuriyet Dönemi Ankara’sında Almanya, Avusturya ve İsviçre’den gelen mimarların katkılarıyla yapılmış altmıştan fazla bina bugün halen daha kent yaşamının birer parçasıdır. O binalara ve mimarlarına geçmeden önce Ankara’nın geçmişine kısaca bakalım istiyorum. Çünkü “Kentin tarihi, onun yaşam öyküsüdür.”

İSTİLACI KAVİMLERİN KULLANIŞLI GÜZERGÂHI

Haberin Devamı

Ankara’nın önemi, kuzey Anadolu’daki yolların kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanarak bir kavşak noktası oluşturmasıdır. Büyük şehirleri bağlamakla kalmamış, işgalciler ve istilacı kavimler için kullanışlı bir güzergâh olmuştur. Ankara ve çevresine ilk yerleşimler Hattiler zamanına dayanıyor. Bu topraklara sırasıyla Hititler, Frigler, Lidyalılar yerleşiyor. Persler döneminde Ankara, ünlü Kral Yolu üzerinde önemli bir ticaret merkezi haline geliyor. Kent Makedon Kralı Büyük İskender, Galatlar, Roma İmparatorluğu, Sasaniler, Abbasiler, Bizans arasında el değiştiriyor. Selçuklular döneminde Ahilik geleneğinin etkisine giriyor. Moğollar’dan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine geçen Ankara, İpek Yolu’nda bir kavşak olduğu için yine önemli bir ticaret merkezi durumunda. Sof (tiftik) ve Angora (tavşan yünü) gibi Ankara ürünleri en parlak dönemini yaşayarak Avrupa pazarlarında tanınıyor. Ancak yeni (coğrafi) keşifler ile ticaretin denizden yapılmaya başlanması İpek Yolu’nun değerini azaltıyor. 17. yy’daki Celali İsyanları sonrası ticaret yara alıyor. Salgın hastalıklar ve kuraklık kentin boşalmasına neden oluyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında üretim durma noktasında, halk yoksul. 1917’deki Kale ve çevresinde etkili olan yangınla kent ve ticaret yaşamı büyük bir darbe alıyor. 1892’lerde Bağdat Demiryolu projesinin ilk uygulanan kesimi İstanbul-Ankara demiryolu, ekonomiye tarımsal üretim bakımından bir canlılık getirmekle kalmıyor, Kurtuluş Savaşı direnişinde Ankara’nın bir komuta merkezi, karargâh olarak seçilmesinde demiryolu ağının sağladığı üstünlükler sonucu Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan ediliyor.

Haberin Devamı

YARIN: YÖNETİM MAHALLESİ ÇANKAYA VE DEVLET MAHALLESİ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!